6 Ocak 2012 Cuma

Hotpoint ile NEW YORK - 4. gün

Bugün bizi yine yoğun bir program bekliyordu. Sabah yine 05.00 da uyandım :))) Bizimkiler de uyanınca, kahvaltıya indik. Neyse ki Oki'nin dudağının şişi inmiş, ancak kızarıklığı geçmemişti. Zaten daha sonrada kabuk bağladı :(((

Tura çıkma zamanı geldiğinde, hazır ve nazır yeni günün heyecanı ile lobide buluşuldu.

Bu günün programı;

7.00 – 8.30 Breakfast in reserved area in “Carlton” Hotel (Otelde Kahvaltı)
9.00 – 15.30 Tour Downtown - Chinatown – Seaport - Lunch at 'Sequoia' (Downtown-Chinatown-Seaport turu ve 'Sequoia'da öğle yemeği)
16.00 – 19.30 Free Time (Boş zaman)
19.30 – 22.30 Hill Country BBQ Dinner (Hill Country BBQ da akşam yemeği)


Yollarda yine çok estetik ve güzel binalar gördük.


Aaaaa bir de baktık "Flatiron" binası :))) Emre ile en çok görmek istediğimiz yapılardan biriydi. Zira bir çok filmde karşımıza çıkan bu binayı yakından görmek ve fotoğraflamak istiyorduk. Otele de yakın olması bizi çok mutlu etti ve daha sonrasında etrafında dolaşıp, bol bol fotoğraf çekme fırsatı bulduk.



Yine otobüsle giderken Wall Street deki "Charging Bull" (Wall Street Bull) Heykeli'ni gördük. İnsanlar sıraya girmiş, boğa ile fotoğraf çektirmek için bekliyordu :))


 
Turdaki ilk durağımız "World Financial Center". Sanırım sabah saatleri olduğu için çok tenhaydı. Zaten çok da zamanımız olmadığı için merkezin içinden geçip Hudson Nehri kıyısındaki avlusunda gezinmeyi tercih ettik. Vee işte burada uzaktanda olsa Amerika'nın simgesi haline gelmiş Özgürlük adasındaki "The Statue of Liberty" "Özgürlük Heykeli"ni görme şansımız oldu :))



Özgürlük Heykeli ile ilgili kısa bir bilgi vermek gerekirse, 1884-1886 yılları arasında inşa edilmiş olan bu bakır heykel, Fransızların ABD'ye 100. yıl hediyesi.


Sonraki durağımız, "World Trade Center" (Dünya Ticaret Merkezi). 11 Eylül 2001 yılında terör saldırıları sırasında yıkılan "İkiz Kuleler"in bulunduğu yer :((




Yukarıdaki fotoğrafta arka tarafta inşaat halindeki yer. Ama biz  "St. Paul's Chapel" e gittik.


New York'un bu tarihi kilisesi 11 Eylül terör olayı sırasında kurtarma ve koordinasyon merkezi olarak kullanılmış. 


 

Artık bu kilise o güne ait acı hatıralar ile dolu bir yer :(

Hayatını kaybedenlerin fotoğrafları, kişisel eşyaları...





Yardım ve kurtarma ekiplerine ait eşyalar, rozetler....

Beni çok etkileyen şeylerden biri de, o gün orada hayatını kaybedenlerin isimlerinin bulunduğu bu Amerika bayrağı oldu.

Kiliseden garip bir ruh haliyle ayrıldık.

Otobüsümüzü beklerken Oki ile verdiğimiz bu pozda dudağının durumu ortada :(((


Otobüsle yolumuza devam ederken yanından geçtiğimiz "Battery Park"


ve yolun devamında karşımızda Brooklyn.


Sonra öğle yemeği için "Seaport" limandayız :))




Öğle yemeğini Sequoia da yiyoruz.



Yemekten sonra Brookly Köprüsü ve arkasında Manhattan Köprüsü. Burada bol bol fotoğraf çekiyoruz.






Dönüş yolunda "Chinatown" dan geçip etrafı izleye izleye otelimize döndük.


Otele döndüğümüzde saat 16.00 civarıydı. Üç saatlik boş zamanımızı yakın bir yer olduğu için Madison Square Park'ta geçirdik.


 Okan parkta doya doya oynadı,




Çok güzel bir park. Orada olmak bize de iyi geldi. Hava çok güzeldi ve biraz olsun günün yorgunluğunu atmış olduk.


Hem oturup dinlendik, hem de biraz yürüyüp "Flatiron"un gördük :))

 

İtalyan mimar Daniel Burnham tarafından tasarlanan ve yapılan bu üçgen şeklindeki binaya ütüye benzediğinden dolayı Flatiron denmiş. Manhattan 175 nci cadde üzerinde Broadway ile Doğu 22 ve 23. sokakların birleştiği alanda yer alıyor. 1902 yılında inşaatı bittiğinde şehrin en yüksek yapılarından birisi olmuş. 1 aya kalmaz yıkılır denmiş ama bu gün hala ayakta ve Manhattan da yer alan çok özel yapılardan biri.





Flatiron'ı bolca fotoğrafladıktan sonra sol tarafından, Broodway yolundan biraz daha yürüdük.


Mağazalara baktık biraz...


Hava kararınca da geldiğimiz yoldan,



Madison Square Parktan geri otelimize döndük.


Akşam da yemek için Hill Country BBQ 'da  idik. (30 W 26th St (between 6th Ave & Broadway). Otele yakın olduğu için yürüyerek gidebildik.


Burada büyük boy karton bardaklarda makarna, salatalık (salata niyetine) ve diri pişirilmiş fasulye (garnitür niyetine) geldi. Sonrasında bir tepsi barbekü soslu etler, kaburgalar ve tavuklar geldi masaya. Country müzik eşliğinde, kağıt tabaklarda yenilen bu yemekten sonra yürüyerek tekrar otele döndük. Bu günümüz de böylece sona erdi. 

4 yorum:

  1. Adım adım izliyorum Siminciğim,yorum yapamayışımın nedeni bu ara kafamı kaşıyacak zamanım yok. Yorumlar sonra toptan gelecek :)

    YanıtlaSil
  2. bak bak doyamıyor insan.çok güzel fotolar...oğluşun dudağı bayağa kötü olmuş .kıyamam....

    YanıtlaSil
  3. baktıkça sizi kıskanıyorum:)hiçbir zaman göremiyeceğim yerler amagörmüş kadar olduk sayenizde

    YanıtlaSil
  4. merhabalar........
    soluksuz izledim resimleri
    karelere aldiginiz goruntuleri soluksuz izledim.
    3 sene evvel bende oralardaydim.
    12 senedir kizim amerikada ,artik yerlesti....
    ogretim gorevlisi
    beni mutlu ettiniz,resimlere bakarken daldimmmm gittimmmmmmmmm
    sevgiler size

    YanıtlaSil

Başka neler var neler:))

Related Posts with Thumbnails